Haber

Depremin Gölgesinde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü

Depremin Gölgesinde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü her yıl 8 Mart’ta kutlanan ve Birleşmiş Milletler tarafından 1975 yılında tanımlanmış uluslararası bir gündür. İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır. Dünya Emekçi Kadınlar Günü adı ile 1921 yılından itibaren Türkiye’de de kutlanmaya başladı. Bu gün dünyadaki kadın emekçilerin insani çalışma saatleri talebi ile başlayan uzun soluklu bir mücadeledir.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2022 yılına ilişkin kadın istatistiklerine göre nüfusun yüzde 49,9'unu kadınlar oluşturuyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2022 yılı ''İstatistiklerle Kadın'' verilerine göre;

  • Kadınların yüzde 51,1’i, erkeklerin ise yüzde 71,9’u yaşadıkları çevrede kendilerini güvende hissetti.
  • 2008 yılında en az bir eğitim düzeyini tamamlayan 25 ve daha yukarı yaştaki kadınların oranı yüzde 72,6, erkeklerin oranı yüzde 89,8 iken bu oran 2021 yılında ise kadınlarda yüzde 87,3, erkeklerde yüzde 97,1 oldu. 
  • Eğitim durumuna göre incelendiğinde, kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe işgücüne daha fazla katıldıkları görüldü. Okuryazar olmayan kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 12,8, lise altı eğitimli kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 25,3, lise mezunu kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 32,5, mesleki veya teknik lise mezunu kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 38,5 iken yükseköğretim mezunu kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 67,6 oldu.
  • Kadın büyükelçi oranı 2011 yılında yüzde 11,9 iken 2022 yılında yüzde 27,2 oldu.
  • Türkiye Büyük Millet Meclisi verilerine göre, 2022 yılsonu itibarıyla 579 milletvekili içerisinde kadın milletvekili sayısı 100 oldu. Meclis'e giren kadın milletvekili oranı, 2007 yılında yüzde 9,1 iken 2022 yılında yüzde 17,3 oldu.
  •  Şirketlerde üst düzey ve orta kademe yönetici pozisyonundaki kadın oranı 2012 yılında yüzde 14,4 iken 2021 yılında yüzde 20,7 oldu.
  • 2021 yılında hanehalkı ferdi tarafından yapılan ev işleri cinsiyete göre incelendiğinde, ev işlerini genellikle kadınlar üstlendi.Kadınlar en fazla yüzde 94,4 ile çocuk bakımı, yüzde 85,6 ile çamaşır ve bulaşık yıkama (makineyle bile olsa), yüzde 85,4 ile yemek yapma ve evin günlük toplanması ve temizlenmesi işlerini üstlendi. Erkekler en fazla yüzde 74,1 ile aylık faturaların ödenmesi, yüzde 65,2 ile küçük bakım, onarım, tamir işlerini üstlendi.
  • 2021 yılında 16-74 yaş grubundaki bireylerin İnternet kullanım oranı %82,6 oldu.  Bu oran, kadınlarda %77,5 iken erkeklerde %87,7 oldu.
  • Kadınların %35,5'i yaşadığı çevrede gece yalnız yürürken kendini güvensiz hissetti

Depremin yıkıcı felaketi gölgesinde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yaşıyoruz.  Deprem bölgesinde 15 milyondan fazla kişinin etkilendiğini ve bunların 4.1 milyonunun üreme çağındaki kadınlar oluşturmakta. Afet bölgesinde 265 bin olduğu tahmin edilen hamile kadından 25 bininin gelecek ay doğum yapmasının beklenmekte. Bölgede temiz su, duş, tuvalet ve el yıkama noktalarına erişimin sınırlı olmasının bulaşıcı hastalıkların yayılma riski artmaktdır.Depremde sağ kurtulan birçok kadın, felaketten hemen sonraki yardımların “cinsiyet körlüğünden” şikayet ederken, bazıları aşırı kalabalık barınaklarda, kendilerinin ve çocuklarının güvenliğinden kaygı duyarak yaşıyor.

Kadınlar toplumsal cinsiyet rolleri ve sosyal statüleri sebebiyle afetlerde savunmasız ve dezavantajlı durumlar ile karşı karşıya kalırlar. Özellikle kadının düşük eğitim seviyesi, yetiştirilme tarzından kaynaklı geliştirdikleri davranışları, yaşamları boyunca edindikleri becerileri gibi toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin unsurlar sebebiyle afetlerden daha fazla etkilenirler. Bu yüzden afetlere toplumsal cinsiyet perspektifiyle  yaklaşmak afet yönetiminde başarıyı sağlayacaktır.  Deprem sonrasında üreme sağlığı hizmetlerine erişimde zorluklar yaşanmakta.  Depremin ilk evresinde şok durumuna bağlı olarak erken doğumlar olabilmekte, lohusa kadınların yetersiz beslenme problemleri beklenmekte. Kadınlar deprem sonrası dönemde her yönüyle şiddete maruz kalabilmekte ve yaşam alanlarında güvenlik sıkıntıları yaşayabilmektedir. Uluslararası araştırmalarda da kadınların afetlerde fiziksel, cinsel, psikolojik şiddet, insan ticareti ve istismar ile karşı karşıya kaldıkları bir gerçektir.

Kadınlar güvenlik sebebiyle en az üçerli gruplarla enkazların ve araçların arasında tuvalet ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyorlar. Temiz su, tuvalet ve hijyen malzemeleri eksik olduğu için bulaşıcı hastalık riski çok fazladır. Deprem gibi kriz durumlarında, kadınlar ve kız çocukları ve diğer kırılgan gruplar artan Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddet  riskiyle karşı karşıya kalırlar. Deprem bölgesinde çok sayıda kadın ve çocuk, travmatize oldu ve psikososyal desteğe ihtiyaç duyuyor. Etkilenen bölgelerde karşılanmayan hijyen ihtiyaçları nedeniyle önemli bir salgın tehlikesi var. Barınma, ısınma, temizlik, gıda, gıda haricindeki malzemeler (hijyen ve özbakım kitleri dahil) ve sağlık hizmetleri kısa vadede öncelikli ihtiyaçlar karşılanmalıdır.

Deprem gibi afetlerde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin katlanarak artacağı, o bölgede yaşayan kadınların deprem öncesinde bile toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin daha fazla olduğu unutulmamalıdır. Tüm Kadınların insan onuruna yakışır şartlar ile kutlayabileceği  8 Martlar diliyoruz.